Malum bu zamanlarda mükellefleri, maddi bir külfetle beraber, hem de yetiştiremeyeceğim ve ceza yiyebilirim korkusu ile bir telaş sarmış bulunmaktadır.
Nedeni ise, bildiğimiz bir uygulamanın hayata geçirilme vaktinin gelip çattığı 01 Ocak 2016 tarihidir. İşte bu, 15.06.2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan 426 sıra nolu V.U.K. genel tebliği ve 29.06.2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan 427 sıra nolu V.U.K. genel tebliği ile, yeni nesil ödeme kaydedici cihazların (YNÖKC) kullanılma mecburiyeti ve onaylanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiş ve uygulamaya alınmak üzere verilen süreye çok az bir zaman kalmıştır. Aykırı hareket eden mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde yer alan cezai hükümler uygulanır.
Yoğun ve tempolu geçen bu zamanlarda, E-Fatura, E-Defter, E-Arşiv, YNÖKC (YNÖKC’de bu arada kademeli veya bir yıl mükellef ayırımı yapılmaksızın uzatma söz konusu) v.s. işlerin başvurusu ve hazırlıkları, defter tasdik ve yılsonu yapılması önemli bir takım muhasebe denetimlerini yetiştirmek için emek-yoğun çalışırken, bir başka konu hakkında, fikirlere açık bir işaret koymayı hedefleyerek, yazının amacını açmaya çalışacağım.
Ülkemiz geleceğini yakından ilgilendiren kayıt dışı ekonomi, gelişimin odak noktasında devamlı olarak bir engel olarak yer almıştır. Bunlardan, nakliye, lojistik ve ulaşım konularında devamlı bir kayıp ve kaçak olduğu söylenegelmekle beraber yapılan birkaç iyileştirme de sorunlara çözüm olmamıştır.
Amacım, konumuza esas teşkil eden ve özellik arz eden şehir için de zaman zaman genel networke yakın olmayan lokasyonlar da kullandığımız, ulaşımımız için önemli bir yere sahip olan, taksi ve minibüsleri detaylandırarak, gelirleri üzerinden ekonomimize olan katma değerlerini yazmaya çalışmak olacaktır.
Burada önemli bir hatırlatmayı tekrar yazmak isterim ki; şehir içi ulaşımın çok önemli aktörleri olan bu taksici ve minibüsçü esnafının gelirleri üzerinden, hâkim siyasetlerin, hemen hemen tamamı bir gelir politikası izleyerek vergi salınımına o kadar da girememiş ve bu sektör kendi oligark düzenini kurarak, gerekirse isteklerinde politikalar dizayn etmişlerdir. Böyle gelmiş olan bir düzenin yine aynı yanlış ile devam etmesi tabi ki mümkün değildir.
Öyle ise, durumdan vazife çıkarmak sureti ile, bu esnafların nasıl çalışma içinde olduklarını bilerek, ona göre bir vergisel düzenlemeye gidilmesinde fayda hülasa görmekteyim. Taksi ve minibüs esnafının elbet büyük fiziki güvenlik ve sosyal güvenlik bakımından sorunları var ve acilen çözümlenmesi gerekir. Bu ve buna benzer sorunları buradan bu makale de yazmaktan yana değilim.
Vergisel anlamda konuya bakmaya devam edelim.
Taksici esnafının realitede çok büyük rakamlara ulaşan plaka ücretleri ile, yine minibüsçülerin hat parası bir rantiye olarak ilk bakışta göze çarpan, alış-verişe de konu olan iş sahalarını, hatta kayıt içinde olmayan iş bu durum, kendi illegalitesini (mafyasını) oluşturmuştur. Yüksek değerlerin telaffuz edildiği bu camianın tek tek veya şirketleşen bir yapıya bürünerek, ekmeğini kazananın geleceği olurken, açgözlülerin ise bir bakıma yine zor durumdaki, ekmeğinin peşinden koşanlara kan kusturduğu, bir görünmeyen mekanizma halinde devamlılığını sağlamaktadır.
Taksi ve minibüsçü esnafının geceli ve gündüzlü olarak çalıştığı, patronaj grubunun keyfi tutum ve davranışları ile çalıştırılan şoförlere yüklediği her türlü vergisel yükümlülükler ve dahi bakım onarım gibi sorunların giderilmesi v.s. rantiyeciye yaramakla beraber, bu simsarların gelirlerinden ödedikleri vergileri ise, bir asgari ücretliden daha az ve komik bir tutara isabet etmektedir.
Şimdi, geceli gündüzlü çalışan bir taksinin (ki örneklemi taksi üzerinden veriyorum, minibüs için empati okuyucuya kalsın) ortalama günlük geliri 24 saat üzerinden 150-300 TL ‘dır.
Peki, burada 12 saat esası üzerinden, bir günde taksisini iki kişiye kiraya veren plaka sahibi, bu kira geliri üzerinden Gayri Menkul Sermaye İradı (GMSİ) adı altında bir beyanda bulunmakta mı?
Hayır…
Dolayısı ile bu konuda türev vergi çıkaramayan idare görevini yerine getirememektedir. Üstelik bulundukları semte, plakayı taktıkları arabanın marka ve modeline, durdukları durağa v.s. göre, bu vergileme iyi bir takip ile daha fazla vergi salınmasına sebeptir. Halen üçte iki çoğunluğu çok komik beyanlarda bulunup, haksız rant sağlayarak eşit toplum ilkesini kökünden baltalamaktadırlar.
İş bununla da bitmiyor elbet
O halde yukarda bahsi edilen YNÖKC ‘ın ticari taksilerde kullanımı halinde bir çok kazanımların olacağı muhakkaktır.
Bir bakalım… YNÖKC kullanımı, hem taksici yönünden ve hem de bu araçları kullananlar açısından, yani tarafların fayda gördüğünü bir kenara bırakırsak, kayıt dışı ile mücadeleye de katkı sağlayarak vergi gelirlerinde artışa neden olacaktır.
O halde belki bir benzerlik bağı kuracak olursak, akaryakıt pompalarına bağlanan ödeme kaydedici cihazlarla başlanılan bir sistemin, hiyerarşik olarak sürdürülebilir devamı niteliğinde olması bakımından, Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz kullanımının, taksi ve minibüsçü esnafında zorunlu kullanımının sağlanması ekonomimizin geleceği için önemlilik arz etmektedir.
Tıpkı yukarda yazdığım, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanuna göre akaryakıt pompaları ödeme kaydedici cihazlara bağlanan istasyonlarda yapılan akaryakıt satışlarında düzenlenecek ödeme kaydedici cihaz fişleri ve bu fişlerin faturaya dönüştürülmesi ile ilgili işlemlere ait 68 sıra nolu tebliğ 26282 Sayılı Resmi Gazete ‘de 07 Eylül 2006 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği gibi…
Evrilerek, taksi ve minibüslerde kullanılır bir tebliğin konusunu oluşturmakta, öneri ve görüşler alınmak sureti ile, gelir idaresinin asli görevi olarak sunulur.
Böyle bir tebliğin çıkarılması karşılığında, taksici esnafı yeni bir otomobil alırken, Özel Tüketim Vergisi ‘nden muaf tutularak, dolayısı ile hem taksiler yenilenmiş ve hem de diğer sektörlerde bir canlanma ve hareketlilik kazandırılmış olunur.
Cihazın kullanımı sayesinde, korsan taksi olayı asgari ölçütlere çekilebilir ve istihdam edilen şoför personel de kayıt altına alınarak, büyük ölçüde yasal zeminlerde ülke kazanmışlığı sağlanır.
Belli bir kamera kontrol sistemi ile güvenlikleri sağlanırken, taksimetre ile uyumlaştırılan cihazlar münasebeti ile yolcuya verilmeyen veya kesilmeyen fişler vergisel bir döngüye girerek ekonomiye dâhil edilecektir. Üzerinde nakit para taşımak zorunda kalmayan yolcudan, para üstü vermemek adına türlü kılıklara giren şoför mahalli insanına birçok işlevsel değişikler olacaktır.
Dolayısı ile iş dünyası için özellikle yapılması gereken bir düzenleme ile taksi masraflarında ortaya çıkan kötüye kullanımı, ortadan kaldırarak, cihazın kullanımı ile slipler aracılığıyla alınan hizmetin niteliği tam olarak tespit edilebilecektir.
Tüm bu tedbirlerin karşılanarak uygulamaya alınmasında, taksi talebi artacağından, özellikle, kart ve banka türev ürünlerinde lehe artışlar olmakla beraber, bu uygulama ile taksinin sahibi de, kullanan da, devlet de fayda sağlayarak kayıt dışı ekonomi, en azından belli bir oranda kayıt altına alınarak ülkemiz menfaatine zenginleşmeler ile gelişmemize katkı olacaktır.
Son söz olarak yeni nesil ödeme kaydedici cihaz ile Maliye Bakanlığı arasında istenildiği vakit bir köprü kurulacağı varsayımı ortadadır.
Bu suretle, istendiği vakit, direk gözetim altında denetlenebilir ve hazır halde onay bekleyen GMSİ gibi, hazır hale getirilebilir beyanname idare tarafından mükellefe sunulabilir. Yani beyan usulü vergilemeden vazgeçilerek, Gelir İdaresince tercih edilebilir bir yöntem olarak ele alınıp, hayata geçmesi olası bir uygulama olarak geliştirilerek, genişletilebilir.
Selahattin İpek
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Tarih: 17.12.2015
Kaynak: http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/selahattinipek/005/