Döviz Pozisyonunu Etkileyen İşlemlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) Tarafından İzlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Sayı: 30335 ve 17 Şubat 2018 Tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmelik dışına çıkmadan, amacına bakarak, “türev” bağımsız denetimi anlamaya çalışalım.
Yayımlanan Yönetmelik ile 15 milyon ABD Doları ve üstünde kredisi olan firmalara bildirim ve bağımsız denetim yükümlülüğü getirilmiştir.
14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 44 üncü maddesine dayanılarak hazırlanan bu yönetmelikte amaç, döviz pozisyonunu etkileyen işlemleri izlemek üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının belirleyeceği firmalardan bilgi ve belge toplamasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu Yönetmelik, Bankanın, döviz pozisyonunu etkileyen işlemlerini izleyeceği firmaları, istenilecek bilgi ve belgeleri, bu bilgi ve belgelerin toplanma ve izlenme yöntemini, paylaşımını, doğruluğunun denetimini ve konuya ilişkin destek hizmeti teminini kapsar.
Yükümlülük, yurt içinden ve yurt dışından sağlanan yabancı para nakdi krediler ile dövize endeksli kredilerinin toplamı ilgili hesap döneminin son iş günü itibarıyla 15 milyon ABD doları ve üstünde olan firmalar, veri formu ile talep edilen bilgileri, açıklama formuna uygun olarak Bankaya müteakip hesap döneminden itibaren, dönemin son iş gününe ilişkin TCMB döviz alış kuru ile bildirmekle başlar.(Yönetmelik 5/1)
Leasing, factoring firmalarından alınan döviz borçlanmaları (kredi borçlanmaları(alımları)-temin edilen krediler) bu yönetmelik kapsamındadır.
Yükümlülüğün başladığı tarihten itibaren 60 gün içinde denetçi ile denetim sözleşmesi yapmak zorunda olup (Yönetmelik 5/4) yine, Bankaca tanımlanan sınırın altında kalması durumunda, müteakip yıllık hesap döneminden itibaren bildirim yükümlülüğü sona erer.(Yönetmelik 5/3)
Bildirim, Sistemde bulunan açıklama formuna uygun olarak, ilgili yılın 31 Mart, 30 Haziran ve 30 Eylül tarihlerinde sona eren ara hesap dönemleri için takip eden birinci ayın sonuna kadar ve 31 Aralık tarihinde sona eren yıllık hesap dönemi için takip eden üçüncü ayın sonuna kadar tamamlanır.(Yönetmelik 6/3)
Ayrıca, ara dönemler itibari ile firmanın yaptığı hiçbir bildirim bağımsız denetimden geçmeyecektir. Bağımsız denetim yılın tamamını kapsadığından denetçi cari yılda ara dönemlerinde verilen beyanların tutarlı olup olmadığına bakacaktır.
Merak edilen diğer bir konu ise, grup şirketleri arasındaki bildirimler nasıl ve ne şekilde olacak? Konsolide veriler dikkate alınmayacak. Solo yani, her şirket için geçerli olan finansal tablolar ele alınarak, bildirimde bulunulacaktır.
Bu çerçevede, Yönetmelik ile ortaya çıkan Bağımsız Denetim, hangi kriterler doğruluğunda ele alınarak, edimler yerine nasıl getirilecek onlara çok kısa bakalım.
Yönetmeliğin amacına uygun olarak yapılması gereken Bağımsız Denetim, 7.Maddesin de yer alan esaslar ile belirlenmiştir.
Yıllık hesap dönemine ilişkin bildirilen verilerin denetimi, bu verilerin ara dönemlerde bildirilen veriler ile tutarlılığının denetimi de dahil, denetçi tarafından KGK düzenlemelerine uygun olarak izleyen yılın 31 Mayıs tarihine kadar tamamlanır.
Bu denetimlerde, “Özel Hususlar – Tek Bir Finansal Tablonun Bağımsız Denetimi ile Finansal Tablolardaki Belirli Unsurların, Hesapların veya Kalemlerin Bağımsız Denetimi” başlıklı BDS 805 ile birlikte denetimle ilgili tüm BDS’lere uyulur.
Denetçi, bildirilen verilerde, bariz biçimde önemsiz sayılanlar dışında yanlışlık tespit etmesi durumunda firmadan gerekli düzeltmeleri yapmasını Sistem üzerinden talep eder. Denetçi tarafından bildirilen yanlışlıklar firma tarafından beş iş günü içerisinde düzeltilerek Sisteme yüklenir.
Denetçi, olumlu görüş içeren denetim raporunun imzalanmış kopyasını birinci fıkrada belirtilen tarihe kadar Sisteme yükler ve onay işlemini gerçekleştirir.
Denetçi tarafından düzeltilmesi talep edilen yanlışlıkların firma yönetimi tarafından düzeltilmemesi halinde bildirilen veriler için onay işlemi yapılamaz ve olumsuz görüş verilir. Olumsuz görüşü içeren denetim raporunun imzalanmış kopyası birinci fıkrada belirtilen tarihe kadar Sisteme yüklenir.
Bildirilmesi zorunlu olan verilerin denetiminin mümkün olmaması halinde denetçi denetimden çekilir ve bu durumun nedenlerini yazılı olarak Sisteme yükler.
Denetçi, denetim sözleşmesini, Sisteme yüklediği raporları ve altıncı fıkra uyarınca yazdığı yazıyı KGK düzenlemelerinde belirlenen süreler içerisinde KGK’ya bildirir.
Denetçi, büyük sapmalar ve hile göstergesine bakarak, gerekli raporlamayı imza eder.
Burada yönetmelikte direk yer almayan ve fakat günümüz sorunlarından olan bir konuyu paylaşmak isterim. Şöyle ki, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yani TMSF ‘de olan firmalar için yükümlülük, malum Olağanüstü Hal yasaları ile çerçevelenir. Bu halde, Kanun Hükmünde Kararname ile yönetimlerinin belirlendiği bir yapılanma da, bağımsız denetim için gerekli görüş, olumsuz olmakla beraber, görüş bildirilmemektedir.
Tüm bu kapsama dahilinde yapılan ve neticesinde ortaya çıkan raporların, Banka tarafından yapılan çapraz kontrolleri ile, gerektiğinde doğruluk denetimi yapılır.(Yönetmelik 8)
Yönetmelik gereği, toplanan kişisel ve özel nitelikli veriler, yayınlanamaz ve açıklanamaz. (Yönetmelik 11)
İlgili firmaların üzerlerine düşen işlemleri aksatmaları neticesinde, aşağıdaki ceza hükümlerine muhatap olacakları aşikardır.
Eğer, veri bildiriminin yapılmaması, doğru veya eksiksiz gerçekleştirilmemesi veya olumsuz görüş verilmesini gerektiren durumların düzeltilmemesi hallerinde 1211 sayılı Kanunun 68 inci maddesi gereğince işlem başlatılabilir. Bu cezai işlem 2016 Yılına kadar hapis cezası verilebilirken, bu tarihten itibaren, kamu da çalışmaya çevrilmiştir. Veya bin günden iki bin güne kadar adli para cezası verilebilecek. Ve fakat, kast unsuru var ise, mahkemece tespit edilecek ve ona göre cezası değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Firma yönetimi Bankaya bildirilecek verilerin tam ve doğru olmasından sorumlu tutulmuştur.
Banka, doğru veya tam olmayan verileri onaylayan veya bu Yönetmelikte belirlenen denetim sürelerine uymayan denetçi hakkında KGK’ya bildirimde bulunur.
Sonuç olarak, ilk defa olması münasebeti ile, 31 Aralık 2017 tarihindeki veriler bağımsız denetim kapsamına girmemektedir. Ancak TCMB, verileri biriktirmek ve daha sonrasında karşılaştırmalı olarak bakabilmek için şirketlerden 31 Aralık 2017 verilerini de girmelerini talep etmektedir.
Yönetmelik uygulama tarihi, her ne kadar 30.04.2018 olarak deklare edilmesine rağmen, firmaların iş yoğunluğu talebi üzerine, 31.05.2018 tarihine ertelenmiştir.
Saygılarımla…
30.04.02018
Selahattin İPEK
Bağımsız Denetçi
[email protected]
Kaynak:
Döviz Pozisyonunu Etkileyen İşlemlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tarafından İzlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik