Bağımsız Denetimi ticari bir sektör olarak ele alıp bu mesleği icra edenler ile meslek arasındaki köprüyü doğru kurmakta fayda vardır.
Son zamanlarda çok tartışılır olması ise Türkiye interlandında yeni doğan ve uyanışlara sebep olan bir mesleğin doğum sancılarında geleceğe yol almak için sonuçları dikkatle analiz ederek büyütmeye çalışmamız gerekir.Meslek midir değil midir diye herhangi bir kısır döngü içine saplanmadan bu yazıda meslek olarak ana temayı oluşturacaktır.Bu vesile ile meslek ve meslektaş kavramlarında yükselerek içerik oluşturacağım..
10 Nisan 1984 tarihinde kabul edilen 84/253/ECC sayılı 8. Yönerge ile; Avrupa Birliği,Denetim yetkilerinin tanınması için IFAC (Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu) ve FEE (Avrupa Muhasebeciler Birliği) nezdinde gerekli çalışmaları yapmış ve taraflarına aktarmıştır.
2006/43/EC Sayı ile revize edilen Avrupa Birliği 8.direktifi,muhasebe raporları üzerinde yasal açıdan denetim yapan denetçilerin sorumlulukları ve mesleki standartlarıyla ilgili olup;amacı, yasal denetçi olarak çalışan kişilerin gereksinimlerinin karşılanması ve Avrupa Birliğine üye ülkelerde denetime ilişkin düzenlemelerin sağlanmasıdır.
Tam da bu nokatada denetim mesleğinin kendi halinde zahiri olan yani görmezden gelinemeyen tarafı ile asıl ortaya konularak,açığa çıkarılması gereken ve söylenmesi gereken yanlarının ele alınarak irdelenmesi gerekir.Bir anlamda mükellef ve muhabbet ilişkisinin vukuu bulmasıdır.
Çıkarım şu, Bağımsız Denetim mesleğinin olmazsa olmazı olan kanun,tebliğ,yönetmelik v.s. ile bu mesleği icra edecek olan meslektaşların seyri sefer halleri bir realite olarak ele alındığında gerçek istatistiğin gençlere doğru kaydığını ve bu münasebetle genç beyinleri mesleğe taşıyarak asimetrik düşünce tarzını eğitim olarak vermeliyiz.
Temel meslek yasasının çıktığını varsayarsak farklı kavramları özellikle belirtilmiş ve lafzını açıkça yansıtmış olduğunu düşünelim.Yasaların deyimsel/sözel anlamı dikkatlice yorumlanmalı ve paralel mevzuat ile olan analitik bağlantı ve etkiler özenle değerlendirilmelidir. Hukuk güvenliği, kurallarda belirlilik ve öngörülebilirlik gerektirir.
Denetim meslek kanununda olası belirtilen mesleğin konusunun yeniden ve açıkça düzenlenmemesi halinde mesleğe yeni girişlerde, ruhsatlandırmada engeller ve tıkanıklıklar yaşanacaktır.
Aksi takdirde normlar hiyerarşisine aykırılık, hangi kanunların özel hangilerinin genel olduğu, önceki kanun hükümlerinin sonraki kanun hükümleri ile ortadan kaldırılacağına yönelik hukuksal tartışmalar sürekli gündemde olacaktır.
Bu vesile ile denetim genç, dinamik, araştıran, okuyan, analitik düşünen, kendini geliştiren kişilerin ve meslek mensuplarının uğraşı konusudur.
Standartları yorumlama ve denetim komitelerinin tebliğ ve açıklamaları yayımlandığında binlerce sahifelik doküman/set oluşacaktır. Diğer paralel mevzuatın/düzenlemelerin izlenmesi, sürekli eğitimlere katılma, kısa sürede yenilenen bilgilere, gelişime açık olma ciddi bir bilgi ve enerji gerektirir.
Tüm bunların 45-70 yaş aralığına ulaşmış meslek yorgunu kişilerle başarılması çok kolay değildir.
Realite ortada iken denetçi dengesi genç adayların mesleğe girişinin zorlaştırılmış ve engellenmiş olmasından ticari bir sektör olarak denetimin ne kadar sağlıklı olamayacağına delalet eder.
3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALÎ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALÎ MÜŞAVİRLİK KANUNU ile bir anda üzerine inşa edilen mali müşavirlik mesleği devamlı iktidar yorgunu idareler ile yıllara yenik düşmüş ve hantallaşan yapının revize edilmesi şart olmuştur.
Bu yapılanmanın eksik ve yanlış olan bölümlerinden dersler alınarak BAĞIMSIZ DENETİM KANUNU ‘nun çıkarılması gerekmektedir.Düzenleme yapılmadığı vakit Bireysel denetimin varlığından en fazla YMM ‘lerin karlı çıkacağı aşikardır.
İş bu durum vesilesi ile haksız rekabete uğrayacak SMMM ‘ler bir an evvel kendilerini de filtrelemek sureti ile baskıcı gücünü kullanarak kurumsallaşmaya evrilmeleri şarttır.
Çatı birliğimiz TÜRMOB ‘da olduğu gibi 5/4 haksızlığının ancak kurulması planlanan Bağımsız Denetçiler Odalarının her il de ayrı ayrı oluşması ne YMM ve ne de SMMM ayrımına sebep/sonuç vermeden DENETÇİ ünvanını öne çıkarıp unvan karmaşasına son verir.
Bu vesile ile bireysel denetim gerçek ve gerekçelerini gözardı etmek yerine hukuksal bir temel yapıya oturtarak en az zararı göze almak lazım gelir.
Geçiş süreci olan bu zor durumda, kurumsal kimlikleri konuşanların dahi yazı ve çizilerinde ve söylevlerinde,her daim bireysel denetim geçmektedir.O halde köşedeki tuhafiye dükkanının nasıl bir ekonomik olgu içinde büyük riskleri yoksa,sınırlı denetime en az hacimli firmaları vermek hayra alamettir.
Ya yoksa ahkam kesmenin kimseye bir yararı olmadığından yaklaşık iki yıldır bir şeyler yaptıklarını sananların yine elleri boş kalacak ve sadece monolog yapacaklardır.
Bir vesile mükellef durumunu göremeyenler , bir yerlerde hep bir Bekci Murtaza oldugunu dusunur ve olmasını isterler.
Muhabbet ise ilerlemektir.O halde ileri gidebilmek için genç kuşakları önümüzdeki o kadar da uzun olmayan süreçte eğitim sürgitlerinde hazırlayarak az seviyeli meslek ve meslektaş siyasetinde buluşmamız lazım.
Ya yoksa bir sürüngen edasında belki ilerleyebiliriz ve fakat bir kuşun kanadında hem ilerleyip ve hemde yükselemeyiz.
Muhabbet ile…
Kaynak:
Ö.Tuğrul İnançer
Selahattin İpek-Bağımsız Denetim Nedir? Gelişimi hakkında hatırlatmalar
F.Şafak Soykan-Smmm /Bağımsız Denetim ve Sorunlar - Dünya