“Kasaptaki ete soğan doğranmaz”
Türk Dil Kurumu’na göre; "ele geçeceği, ortaya çıkacağı daha belli olmayan şey için önceden hazırlık yapmak doğru değildir" anlamında kullanılan bir sözdür.
Bağımsız Denetim; 26.12. 2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Üçüncü Bölüm “Denetleme” başlıklı 397‘den başlayarak, 406 maddeleri ile hayatımıza girmiştir.
Kanun ve yönetmelikler etrafında bir takım düzenlemeler yapılmaya başlandığı zamanlarda, Türkiye olarak bağımsız denetimin rüzgarında neyin ne şekilde olması gerekliliği hususu tam olarak anlaşılamamış, kriter olarak ele alınacak ölçütlerde haliyle belirlenememiş ve uygulamada da sıkıntılar ortaya çıkmıştır.
Avrupa Birliği 8. Yönergesine uyum sağlamak amacıyla alınan kararlar neticesinde, bir kısım meslek mensubuna muafiyetler sağlanırken, diğer meslek mensuplarında ise hayal kırıklığı yaratmıştır.Aslında 8. Yönergede ifade edilen başlangıç şartları öyle hiç de kolay olmamakla beraber ve hatta daha sert geçiş özelliklerine sahipken, 3568 sayılı yasanın tarif ettiği denetim pozisyonuna göre, her SMMM ve YMM direk Bağımsız Denetçi kabul edilmesi gerekeceği vurgulanarak hak sahipliği tartışmalarına sebep olmuştur.
Genç meslek mensupları bu muafiyetlerin dışında bırakıldılar. Sadece genç meslektaşların KGK tarafından sınava ve staja tabi tutulması genç meslektaşlarda hayal kırıklığını ortaya çıkardı. Uygulamada meslektaşlar arasında SMMM-YMM veya 15 yıllık ayrımı yapılmayabilirdi.
Lakin tecrübe farkına belki merdivenler koyarak kimse incitilmeyerek konsensüs sağlanabilirdi.
Oysa ki 3568 Sayılı Kanundaki denetim, olsa olsa bir iç denetimi veya uygunluk denetimini veya bir mali denetimi v.s. bir denetimi ifade etmekte kanaatini taşımaktayım. Buradan yola çıkarak hak iddia etmek ne kadar doğru olur. Okuyucu yorumuna bırakmayı tercih ederim.
Burada yeri gelmişken belirtmek isterim ki, tam tasdik yani YMM faaliyetleri de Uluslararası Denetim Standartları açısından dış denetim olarak sayılmadığı bir gerçektir.
Bağımsız denetimin olmazsa olmazı olan denetim kuruluşu olmak fiili, her ne kadar pompalanır olsa da bu coğrafyanın ekip olarak çalışma bütünlüğüne alışık olmaması ve herkesin kendi nam ve hesabına yani bireysel olarak iş tutması, denetimde bireyselliği gündeme getirmiştir.
KAYİK’lerin (Kamu Yararını İlgilendiren Kuruluş) denetimi haricinde diğer denetim olarak ifade edilen Türk Ticaret Kanunu kapsamında ve Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen şirketlerde yapılan bağımsız denetim hem bağımsız denetim şirketleri hem de bireysel olarak bir denetçi tarafından yapılmaktadır. Bireysel dediğimiz denetimin varlığını teşkil eden en önemli sebep, yukarda yazmaya çalıştığım gibi, güçlü bir sermaye ile denetim şirketi kuramamak ve ekip çalışmasına alışkın olmadığımızı ifade ederek, diğer nedenlere bakacak olursak, big four diye tabir edilen genellikle dört büyük denetim firmasına bir şekilde bağlantılı şirketlerin, tekelleşme tehlikesi ve TTK‘na göre yapılması gereken denetimin yeni yeni şekillenerek uygulamaya alınacağı gerçeğidir. Buradan gidersek, bireysel denetimin bağımsız denetim dünyasına getirdiği çifte standart ve yerli denetim şirketlerinin kurumsallaşmasına verdiği zararı, bilerek hareket etmeliyiz. Bu itibarla; YMM’lerin ekmeğine her ne kadar bal sürülmüş olsa da SMMM denetçilere de aracılık sözleşmesi ile hak verilmesinden dolayı, bir eşitlik getirilmiş ve farkında olmadan SMMM Denetçi veya YMM Denetçi ayrımcılığını da körüklemiştir.
Bu vesile ile YMM distopyası yeniden hortlayarak, gelecek hakkında olumsuz düşüncelere özellikle tetikleme yapmıştır.
Yeri gelmişken bağımsız denetim kuruluşlarının 2014 tahmini (çünkü bu istatistiki bilgi bir yerlerde yok) denetledikleri şirket sayısı yaklaşık 2750-2800 civarında iken, bireysel olarak sahaya çıkarak denetlenen şirket sayısı ise 90 civarında olduğunu var sayıyorum. Buna göre 2014 denetim kapsamına alınacak şirketler varlığından yola çıkarak bu istatistiki bilgiyi vermeye çalıştım.
Beklenen ve denetim kapsamına gireceği tahmin edilen bu firmaların sayısı ise, malumunuz 3500 ‘dür. Umarım bir fikir vermesi açısından ufuk yaratır.
Kamu Gözetim Kurumu önümüzdeki zamanlarda A.Ş. ve LTD Şirket denetim standartlarını yayınlayacağı vakit, (TTK 397/5 ’e göre) yukardaki tüm yazılan bireysel denetimin, denetime vereceği zarar üzerindeki etkilerinden bahsetmek mümkündür.
Ya yoksa şimdilik bireysel denetimin 2800 denetlenen şirketin içindeki yüzde oranı, kaile alınmayacak kadar bir istisnayı gözler önüne açıkça sermektedir.
Bu uygulama yayınlandığı andan itibaren kıyametin denetim sektörünün üzerinde bir başka kopacağı aşikardır.
Geldiğimiz nokta an itibari ile tüm bağımsız denetçilerin, belgeyi aldıktan sonra oluşacak pazardan pay kapma iştahlarını kaçırarak, artık kasaptaki ete soğan doğranmayacağı gerçeğidir.
Daha ılımlı ve bilinçlenme seviyesinin yükselerek denetim mesleğini öğrenmeye doğru bir açılım yapması, denetçilerin eğitimden, ekipleşmeye farkındalıklarının oluşmasına sebep olmuştur.
Kendilerini, yine kendilerinden birilerinin ve fakat bulundukları makamları arpalık yapmadan yönetecek, denetim insanlarına emanet edecek sivil toplum örgütlenmeleri gayretkeşliğine taşıyarak, geleceğin bu örgütlenmelerin başarısında yattığı düşüncesi algılara yerleşmiş ve uygulamada yer bulmuştur.
Örgütlerin başarısını alkışlamak, dolayısı ile önce muhasebe ve sonra olmazsa olmaz olan denetimden geçer. Bağımsız denetimin temelini, muhasebe oluşturduğundan, denetimin, kayıtlamanın ne kadar doğru olduğunun, aslında ispat yeri konumunda var olmasını yazmak, yanlış bir betimleme olmaz sanırım.
Söz konusu durum hizmetlerinin yürütülmesinde ve uygulamalarda saydamlığın ve hesap verilebilirliğin artırılması ile kamuoyunun bilgilendirilebilmesi de ayrıca amaçlanmaktadır.
Bu amaç doğrultusunda, iş yüklerinin ağırlığında ezilen meslektaşlar, geleceklerini yakından ilgilendiren bağımsız denetim konusunda, bir takım yasaların hala çıkarılamaması yüzünden, hem hayal kırıklıklarını körüklerken, beklentilerinde de öyle büyük zirvelere gözlerini dikmemeyi öğrenmiş bulunmaktadırlar.
Soğanı doğrayacağımız eti alacak kadar, gelecek ve ekmek kavgasını veren emektar meslektaşlarıma,
Selam ve Saygı ile…